Merhabalar, bu tarifimiz de kolay bir tarif. Evde bulgur ve yeşillik olduktan sonra, çabuk hazırlanabilen, herkesin yapabileceği türden bir yiyecek mercimek köftesi. Ayrıca çayın yanına da çok yakışıyor.Köftelerin resmini çekmeyi unuttuğumuz için ancak kalanları nekadar güzel görüntülye bildiksek okadar oldu.
Bu ekmeği portakal ağacı sitesinde görmüştüm. Ben malzemesini değiştirerek pişirdim, nane ve tel peynir kullandım. Daha önce de sütlü ekmek denemiştim, güzel olmuştu. Onun için hiç tereddüt etmeden bu ekmeğin güzel olacağını düşünerek pişirdim. İyiki de denemişim, çok güzel oldu. Ekmeğin ortasıdaki peynir eriyip çukur oluştursa da, nane aromalı peynirli tadıyla kesinlikle çok lezzetli bir ekmek oldu. Yapmak isteyenlere tavsiye ederim. Daha değişik otlarla da denenebilir, aynı sonuç elde edileceğine eminim. Buradan tarif için portakal ağacına teşekkür ediyorum.
Not: Mutfak ekibinin kızı ve damadının özel notudur. Biz bu ekmeği çok sevdik. Tüm zamanların en iyi ekmeği ilan ettik. Kahvaltılık, nefis kıvamlı, mis kokulu bir ekmek. Denemek isteyenler hiç düşünmesin. Sevgililer günü kahvaltısına da çok yakışır eminiz!
Merhabalar.
Yapacaklar listesine aldığım erişteyi nihayet yapma fırsatı buldum.
Kızımla beraber açtık, bizim ufaklık aradan hamurlarımızı sabote etse de ne kadar açabildiysek.
Açtığımız hamurları kurutmak kolay olmadı. Bu gibi işlerin yapılması yazın daha kolay sanırım, yazın hava sıcak olduğu için hamurun kuruması daha kolay olur,yada ateş yakabilme imkanı olnlar sacın üzerinde bir iki saniye arkalı önlü çevirerek hamuru çok kolay kısa sürede kurutabilirler.
Erişte yapımını aşama aşama resimleyip daha anlaşılır hale getirmeye çalıştım.
İnşallah başarmışımdır, yapmak isteyen ve hamur açabilen hanımlara işte tarif.
Babaannem rahmetli erişteyi şekerli yapardı,tereyağını eritin toz şekeri serper bir iki saniye karıştırın şekerin erimesini sağlardı,haşlanmış erişteyide ilave eder karıştırın,üzerine bolca fındık serpip bizde bayıla bayıla afiyetle yerdik,ruhu şad,mekanı cennet olsun.
Mısır ekmeğini her yapışımda rahmetli babaannem gelir aklıma. Sabahleyin ezanla kalkar, ekmeğini mayalardı. Bizim oralarda evlerin içinde şimdikilerin şömine dedikleri ocaklar vardır, odunla tutuşturulur, sabahleyin sağılan sütleri ve ekmekleri pişirirlerdi. Şimdilerde kalmadı öyle ocaklar, köyler bile modern oldu. Neyse lafı uzatmayayım, ocağını yakar sacı atar ocağın üzerine, her bir ekmeğe yonca şekli vererek pişirir, ineğin sütünü sağardı. Bir yandan mis gibi pişen ekmeğin kokusu, bir yandan kaynatılmş taze süt kokusu buram buram sarar her tarafı. Ekmekler pişerken kahvaltıyı hazır eder, bize seslenir, “haydi sofraya!”. Mis gibi ekmek kokuları yayılır ortaya, isteyen taze sağılmış inek sütü içer, isteyen çay. Kahvaltımızı edip doğru fındık bahçesine güle onaya giderdik. O günler çok eskilerde kaldı. Artık anılarla yaşıyoruz, çocukluğumun güzel anıları… O zamanlar farkında değildim hayatın su gibi akıp gittiğinin, zamanın ne kadar değerli olduğunun… Kızım mısır ekmeğini tatlı sever onun için şeker yerine bal kattım.
Torunum doğduktan sonra birkaç aylık olunca evde doğal yoğurt yapmak için kolları sıvadım. Eskiden çocuklarım küçükken yoğurdumu annemden,babannemden öğrendiğim gibi kendim yapıyordum. O zamanlar sağılmış süt bulmak daha kolaydı. İstanbul’un her tarafı şimdiki gibi apartman değildi. Ortam inek beslemeğe daha müsaitti. Tanıdığımız sütçüye sipariş ediyorduk, sütü kapımıza getiriyordu.
Merhaba, yine mutfak ekibinin kızı iş başında. Ekmek pişirmeyi gerçekten seviyorum. Hatta bu iş için günün birinde kuzineli bir mutfağım olsun diye hayal ediyorum. Ekmeği makina yerine neden elde yapıyorsun diye soracaksınız belki. İşin aslı ekmek makinasında yapılan ekmeğin kızarması, tadı istediğim gibi olmuyor maalesef. Belki kullandığım marka ile de ilgilidir. Bir de elde ekmek yapmanın en güzel tarafı yoğurma kısmı. Vakit bulabildiğim sürece bir sorun yok gibi. Nasılsa zaman sorunu yaşadığımda yine makina tariflerine dönüş yapmak zorunda kalacağım. O halde şimdilik yoğurmaya devam!